
Retina Muayenesi
Güncelleme Tarihi : Şubat 18th, 2025 at 08:48 pm
Retina Nedir?
Retina, gözün arkasında bulunan ve görme işlevini sağlayan ışığa duyarlı sinir tabakasıdır. Göz merceği tarafından kırılan ışık, retinaya ulaştığında burada bulunan fotoreseptör hücreler tarafından elektrik sinyallerine dönüştürülerek beyne iletilir. Retina sağlığı, net ve kaliteli bir görüş için oldukça önemlidir. Retina hastalıkları, bulanık görme, görme kaybı ve ışık çakmaları gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Düzenli göz muayenesi yaptırmak, retina hastalıklarının erken teşhisi için kritik bir adımdır.
Retina Hastalıkları Nelerdir?
Retina hastalıkları, gözün arka kısmında yer alan retinanın hasar görmesiyle ortaya çıkan görme sorunlarını kapsar. En yaygın retina hastalıkları arasında diyabetik retinopati, retina dekolmanı, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) ve retinitis pigmentosa bulunur. Bu hastalıklar genellikle bulanık görme, görme alanında kayıplar ve ışık çakmaları gibi belirtilerle kendini gösterir. Retina hastalıklarının erken teşhisi için düzenli göz muayenesi yaptırmak büyük önem taşır.
Sarı Nokta Hastalığı (Makula Dejenerasyonu) Nedir?
Sarı nokta hastalığı (ya da makula dejenerasyonu), genellikle yaşla birlikte gelişen ve gözün net görüş sağlayan bölgesi olan makulayı etkileyen bir göz hastalığıdır. Bu hastalık, merkezi görüşün bulanıklaşmasına ve görme kaybına yol açabilir. Sarı nokta hastalığının erken teşhisi, tedavi seçeneklerinin etkinliğini artırabilir. Yüksek risk taşıyan kişilerde düzenli göz muayenesi yapmak, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.
Retina Dekolmanı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Retina dekolmanı, gözdeki retinanın yerinden ayrılması durumu olarak tanımlanır ve ciddi görme kaybına yol açabilir. Retina, gözün arkasında yer alan ışığa duyarlı doku olup, görsel bilgilerin beyne iletilmesinde kritik rol oynar. Bu durum, genellikle retina yırtığı, sıvı birikmesi ya da damar tıkanıklığı gibi nedenlerle gelişir. Retina dekolmanının belirtileri arasında ani görme kaybı, ışık çakmaları veya görmede bulanıklık yer alabilir. Erken tanı ve tedavi, görme kaybını engellemek adına son derece önemlidir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale ve lazer tedavisi yer almaktadır.
Retina Yırtığı ve Retina Kanaması Nedir?
Retina yırtığı ve retina kanaması, gözdeki retina tabakasında meydana gelen ciddi sorunlardır. Retina yırtığı, retinanın incelmesi veya hasar görmesi sonucu oluşan bir durumdur ve görme kaybına yol açabilir. Retina kanaması ise, damarların zayıflaması ya da yırtılması sonucu kanın retinada birikmesiyle meydana gelir. Her iki durum da acil müdahale gerektirir ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kayıplarına neden olabilir. Retina sağlığınızı korumak için düzenli göz kontrolleri ve erken teşhis oldukça önemlidir.
Vitrektomi Nedir ve Ne Zaman Uygulanır?
Vitrektomi, gözün arka kısmındaki jel benzeri madde olan vitreus tabakasının çıkarılması işlemidir. Bu cerrahi müdahale, retina hastalıkları, göz içi kanamalar, glokom ve bazı görme kaybı durumlarında uygulanır. Vitrektomi, görme kaybını önlemek veya iyileştirmek amacıyla göz içindeki sorunları gidermeye yardımcı olur. Vitrektomi hakkında detaylı bilgi almak ve uygun tedavi seçeneklerini öğrenmek için göz sağlığı uzmanlarına başvurmak önemlidir.
Göz İçi Kanama ve Göz Arkası Kanama Nedir?
Göz içi kanama ve göz arkası kanama, görme sağlığını ciddi şekilde etkileyebilecek durumlar arasında yer alır. Göz içi kanama, gözün içinde bulunan damarların yırtılması sonucu kanın göz iç kısmına sızmasıdır. Bu durum, genellikle diyabet, hipertansiyon veya travmalar gibi sağlık sorunlarıyla ilişkilidir. Göz arkası kanama ise retina veya göz sinirlerine yakın bölgedeki damarların hasar görmesiyle meydana gelir. Her iki durum da görme kaybına yol açabilir, bu nedenle erken tanı ve tedavi büyük önem taşır. Eğer gözünüzde ani bir görme kaybı ya da bulanıklık fark ederseniz, bir göz doktoruna başvurmanız gerekmektedir.
Diyabete Bağlı Göz Kanaması ve Retina Hastalıklarının Tedavisi
Diyabete bağlı göz kanaması tedavisi, diyabetik retinopati sonucu göz içinde oluşan kanamaların giderilmesini amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Göz içi kanama tedavisi, kanamanın derecesine ve nedenine bağlı olarak Argon lazer tedavisi, iğne tedavisi veya cerrahi müdahale gerektirebilir. Göz sağlığının korunması için erken tanı ve tedavi büyük önem taşır.
Retina ve Diyabetik Retinopati
Diyabetik retinopati, şeker hastalığının neden olduğu ve görme kaybına kadar ilerleyebilen bir göz hastalığıdır. Diyabet nedeniyle retina damarları zarar görebilir ve göz içinde kanamalar meydana gelebilir.**
Diyabetik Retinopatinin Belirtileri
- Görme bulanıklığı
- Nokta veya leke görme
- Gece görme zorluğu
- Renklerde solukluk
Diyabetik retinopati tanısı konulduğu takdirde göz içi iğne tedavisi, argon lazer tedavisi gibi müdahaleler uygulanabilir.
Retina Yırtığı ve Dekolmanı
Retina yırtığı ve retina dekolmanı ciddi görme kaybına neden olabilecek hastalıklar arasında yer alır. Retina, gözün iç tabakasıdır ve yırtıldığında göz içi sıvısı bu bölgeye dolarak retina dekolmanına yol açabilir.
Retina Yırtığı Belirtileri
- Ani görme kaybı
- Gözde şimşek çakması hissi
- Uçuşan noktalar veya perdelenme
Retina yırtığı lazer tedavisi ve retina dekolmanı ameliyatı ile bu sorun tedavi edilebilir.
Sık Karşılaşılan Retina Hastalıkları
Makula dejenerasyonu, retina yırtılması ve kanaması oldukça sık karşımıza çıkan hastalıklardır.
Makula dejenerasyonu, gözün sarı noktasını etkileyerek merkezi görme kaybına neden olabilir.
Makula Dejenerasyonu Tedavi Seçenekleri
- Gözde sarı nokta tedavisi
- Kuru tip sarı nokta hastalığı tedavisi
- Sıvı birikimini azaltan enjeksiyonlar
Retina kanaması ve yırtılması tedavisinde ise gözün durumuna göre vitrektomi ameliyatı veya argon lazer tedavisi uygulanabilir.
Argon Lazer tedavisi
Argon lazer yöntemi, gözdeki bazı rahatsızlıkları tedavi etmek için sıklıkla kullanılan bir tekniktir. Bu yöntem, genellikle retina hastalıkları ve gözdeki damar problemleri gibi durumlar için tercih edilir. Argon lazer, ışık enerjisi kullanarak gözdeki istenmeyen damarları veya lezyonları yok etmeye yardımcı olur. Bu sayede, hastalar hızlı bir şekilde iyileşebilir ve görme yeteneklerini koruyabilir. Argon lazer yöntemi, cerrahi müdahale gerektirmeyen, oldukça güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği sunar.
Sonuç
Göz sağlığını korumak için düzenli göz muayenesi ve erken tanı oldukça önemlidir. Diyabetik retinopati, retina yırtığı ve sık görülen diğer göz hastalıkları uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Retina hastalıklarının tanı ve tedavisinde uzman bir göz doktoruna başvurmak, görme yetinizi korumanıza yardımcı olacaktır.
Retina Hastalıkları ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları
- Retina hastalıkları nedir?
Retina hastalıkları, gözün arkasında bulunan retina tabakasındaki bozukluklardan kaynaklanır. Bu hastalıklar görme kaybına yol açabilir ve genellikle yaşa bağlı diyabet, travma, genetik faktörler ya da diğer sağlık sorunları ile ilişkilidir. - Retina hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Retina hastalıklarının belirtileri arasında bulanık görme, ışık parlamaları, görme alanında kararmalar ve görme kaybı yer alabilir. Bu belirtiler gözdeki ciddi bir sorunun habercisi olabilir, bu yüzden erken teşhis önemlidir. - Retina hastalıkları tedavi edilebilir mi?
Çoğu retina hastalığı tedavi edilebilir. Tedavi seçenekleri arasında ilaçlar, lazer tedavisi ve cerrahi müdahaleler yer alır. Erken tedavi ile görme kaybı engellenebilir. - Retina hastalıklarının tedavi maliyeti nedir?
Retina hastalıklarının tedavi maliyeti, hastalığın türüne ve tedavi yöntemine göre değişir. Lazer tedavisi ve cerrahi işlemler gibi yöntemler farklı fiyat aralıklarında olabilir. Tedaviye karar vermeden önce bir uzmandan detaylı bilgi almak önemlidir.
Diabet ve Retina
Öncelikle diyabet teşhisi konulmuş tüm hastaların rutin göz muayenesi olması gereklidir. Uzun süre kan şekerinin yüksek seyretmesi durumunda göz damarları etkilenir. Retinada yeni damar oluşumları meydana gelir ve bu yeni oluşan damarlardan dışarıya sıvı veya kan sızar. Retinadaki damarlarda sızıntı olması sonucunda sıvı retinada göllenir, retinanın şişmesine neden olur. Sızan sıvı ile birlikte yağlı içerik de bulunduğundan bunlar retinada eksuda adı verilen tabakaların oluşmasına ve görmenin azalmasına neden olur. Yeni damarlar oluşmadan önce tanı konulduğu dönemde görmede herhangi bir değişiklik olmayabilir. Ancak bu dönem çok hızlı ilerler ve ileride tehlikeli formlara dönüşerek görmenin aniden azalmasına neden olabilir. Bu durumdaki hastalara Lazer fotokoagülasyon, İntravitreal enjeksiyon, Vitrektomi/ vitreoretinal cerrahi gerekebilmektedir.
Şeker hastalığı, retinanın ince damarlarını etkiler. Damarlarda hasarın meydana gelmesi sonucunda sıvı veya kan sızıntısı meydana gelir. Damar dışına sızan bu sıvı görme merkezinde ödeme neden olur. Göz içine kanama meydana gelmesi sonucunda görme kaybı meydana gelebilir. Retinada bantlar meydana gelir, bu da retinayı çekerek dekolmana, yırtıklara neden olabilir. Görme merkezinde beslenme bozukluğuna bağlı olarak görme kaybı gelişebilir.
- Düzenli kontrollere gidilmesi, görme problemi olmaksızın hastaların izlenmesi tedavideki ilk adımdır. Erken tanı konması, uygun zamanda tedavi yüz güldürücü sonuçların alınmasını sağlar.
- Diyabetin iyi kontrolü, hipertansiyonun düzenlenmesi, kanda yağ oranlarının azaltılması, diyabete bağlı göz problemlerini ciddi olarak kontrol altında tutar.
Göz hastalıklarının teşhisinde devrim niteliğinde, biyolojik doku katmanlarını, mikron düzeyinde yüksek çözünürlükte tomografik kesitler alarak görüntüleyen bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Glokom, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (maküla dejeneransı), diyabetik maküla ödemi, diyabetik retinopati, SSR (santral seröz retinopati), epiretinal membran, maküla deliği gibi birçok hastalığın tanısı ve takibinde çok önemli bir yere sahiptir ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Retina kalınlığını, ödem varlığını, ya da yağ birikintilerini gösteren cihazdır. Özellikle diyabete bağlı makula ödemi olan hastaların OCT ile değerlendirilmesi gereklidir.
Anjiyografi, basit, kısa zamanda uygulanan tanıda yardımcı bir yöntemdir. Doktorunuz, bu test ile gözünüzün kan dolaşımı ve özellikle retina olmak üzere gözün bazı dokularının yapısal değişiklikleri hakkında fikir edinir. Retinanın damarlarını etkileyen hastalıklarda (damar tıkanıklıkları, şeker hastalığı gibi) ve yaşa bağlı makula dejenerasyonunda, retinanın doğuştan gelen yapısal hastalıklarında ve tümörlerde de anjiografi uygulanabilir.
Retina Yırtıkları ve Dekolmanı
Retina dekolmanı, retina tabakasının damar tabakasından ayrılmasıdır. Sağlıklı bir gözde vitreus jeli homojendir, sıkıdır, retinayı destekler ve retinayı alttaki koroid ve sklera gibi gözün dış kat dokularına doğru iter. Vitre jelinin bu viskoz kıvamı, homojen yapısı bazı özel durumlarda bozulabilir.

Çoğunlukla retinadaki yırtık veya deliğe bağlı olarak vitreus sıvısının delikten geçerek retinanın altına dolması sonucu olur. Bazen de diyabetik retinopatide olduğu gibi retina yüzeyinden vitreusa uzanan ve vitreus kanaması yapan anormal damarların retinayı çekmesi-kaldırması ile olabilir. Nadiren retina ve koroidi tutan iltihabi hastalıklar ve damar hastalıkları gibi nedenlerle koroid damarlarından retina altına sıvı sızmasıyla retina ayrılması yani dekolman olabilir.
Gözümüzün önünde siyah nokta veya lekeler ile örümcek ağları, ışık çakması (yanıp sönen ışık parıltısı) retina dekolmanının belirtisi olabilir. Bu durum, acil bir durumdur ve mutlaka bir göz uzmanı tarafından en kısa zamanda göz bebeği büyütülerek retina muayenesi gerekir.
Retina dekolmanı körlüğe kadar ilerleyebilecek bir hastalıktır. Retinanın yapışık olduğu tabakadan yırtılarak ayrılması, hücrelerin ölmesi ile sonuçlanacaktır. Retina dekolmanının makulaya ilerlemesi merkezi görmenin kaybolmasına neden olur. Retina başarılı bir şekilde yerine oturtulsa bile, zaman kaybı olması durumunda kaybolan hücrelerin yerine gelmesi imkansız hale gelir. Böyle bir durumda eski görmenin aynen kazanılması en başarılı operasyonda bile imkansızdır.
Günümüzde gelişmiş cerrahi yöntem ve araçlarla retina dekolmanının tedavisindeki başarı oranı % 90-95 civarıdır. Fakat, retina ayrılması ameliyat sonrası görme artışı veya faydalı görme elde etmek her zaman mümkün olmayabilir.
Muayene sonrası, ameliyatınızı yapacak retina uzmanı gözünüz için hangi cerrahi yöntemin en iyi sonuç vereceğini ve ameliyat sonrası uymanız gereken kuralları anlatacaktır.
Makula Dejenerasyonu ( Sarı Nokta )
Retina, gözün arka kısmını kaplayan sinir tabakasına verilen isimdir. Bu sinir tabakası çok incedir ve görüntünün sağlıklı bir şekilde algılanmasını sağlar. Retina hastalıklarında görmenin etkilenme derecesi hasarın yani hastalığın meydana geldiği yere göre farklılık gösterir. (Sarı Nokta) Gözün görme merkezinin genellikle yaşlılığa bağlı olarak tahribata uğramasıdır.
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu nedir?
Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, 60 yas üzerindekilerde görme kaybının en sık sebeplerinden birisidir. Bu hastalık gözün arka kısmında yer alan sinir tabakasının GÖRME MERKEZİNİ tutan bir hastalığıdır. Görme merkezini de içeren bu bölgede meydana gelen hasar, hayatı olumsuz yönde etkiler.
Bu hastalık en sık:
- Beyazlarda
- İleri yas grubunda
- Sigara kullananlarda
- Hipertansiyonu olanlarda
- Şişmanlarda
- Kan yağları yüksek olanlarda
- Güneş ışığına daha fazla maruz kalanlarda
- Ailesinde bu hastalıktan olanlarda
- Mavi renkli gözü olanlarda
- Kadınlarda daha sık görülür.
Göz İçi Enjeksiyonları
Retina gözün en içerideki tabakası olduğu için göze damlatılan damla retina tabakasına kadar ulaşamaz. O yüzden bazı göz hastalıklarında göz içine iğne yaparak ilacı direkt göz içine enjekte etmek gerekir.
Hangi hastalıklarda göz içi enjeksiyonu yapılır?
- Yaş tip yaşa bağlı maküla(sarı nokta) dejenerasyonu ( sarı nokta hastalığı)
- Diyabetik retinopati
- Bazı retinal damar tıkanıklıklarında
- Santral seröz retinopatide
- Göz ameliyatlarında sonra oluşabilen maküla ödemlerinde
- Üveite bağlı maküla ödemi varsa
- Yüksek miyopiye bağlı maküla ödemi mevcut ise
Göze uygulanan kaç çeşit iğne tedavisi vardır?
1-) Kortizonlu ilaçlar (tiramsinolon asetonid ve ozürdex implant) : daha çok diyabetik retinopati ve retinal damar tıkanıklıklarında kullanılırlar. Ozürdex implantın etkisi 4-5 ay kadar sürebilmektedir. Katarakt ve göz tansiyonuna neden olabildikleri için çık sık kullanılmazlar. 2-) Vasküler endotelyal büyüme faktörleri inhibitörleri (anti VGEF ajanlar): Vasküler endotelyal büyüme faktörleri bazı retina hastalıklarında zayıf, geçirgen damar oluşumlarına sebep olmaktadır ve buna bağlı da retinada özellikle de retinanın maküla bölgesinde ödem oluşmakta ve görme azalmasına yol açmaktadırlar. Bu yüzden son yıllarda vasküler endotelyal büyüme faktörlerini baskılayan ilaçlar retina hastalıklarında çok kullanılmaktadır.Göz içi enjeksiyonları ne sıklıkla ve kaç defa yapılır?
Kullanılan ilaca göre ayda bir ya da iki ayda bir enjeksiyon yapılabilir. Hastalığın seyrine ve şiddetine göre enjeksiyon sayısı değişebilir. Üç enjeksiyon yeterli olabildiği gibi bazen sarı nokta hastalarında çok sayıda enjeksiyon gerekebilmektedir de. Bazen ödemin iyileşmesine bağlı tedavi kesilse de aylar yıllar içinde ödem tekrar oluşursa tekrar enjeksiyon gerekebilir.Göz içi enjeksiyon nasıl yapılır, enjeksiyon sonra izlem nasıldır?
Ameliyathanede steril ortamda yapılmalıdır. Göz ameliyat olacakmış gibi steril bir şekilde hazırlanır, lokal anestezik damla damlatılır, gözün beyaz kısmından korneaya (cam tabaka) yaklaşık 3,5 mm uzaklıktan enjeksiyon yapılır. İşlem sırasında hasta hafif ağrı hissedebilir. Göz içi enjeksiyon sonrası hasta evinde gözünü açabilir, 3 gün sonra gözünü yıkayabilir, 1 hafta antibiyotikli damlasını kullanmalıdır, 1 gün sonra kontrol amaçlı doktoruna gelmelidir.Göz içi enjeksiyonları kimlere yapılmaz?
- Hamilelikte ve emzirme dönemlerinde kullanılmaz.
- Hasta son 6 ayda inme ve kalp krizi geçirmiş ise dikkatli kullanılmalıdır.
- Enjeksiyon günü göz ve çevresinde enfeksiyon varsa işlem ertelenmelidir.
