Retina Muayenesi
Güncelleme Tarihi : Temmuz 19th, 2023 at 11:52 am
Retina muayenesi nasıl yapılır?
Retina ile ilgili görme bozukluklarının tedavisinde erken tanı ve tedavi büyük öneme sahiptir. Retina hastalıklarının bir bölümü acil tedavi gerektirmektedir. Retina hastalığının seyrinde ani bir değişikliğin olması durumunda, hemen bir göz hekimine başvurmanız, vakit kaybetmemeniz göz sağlığınız açısından önemlidir. Retina muayenesi göz bebekleri damla ile büyütülerek yapılabilmektedir. Retina muayenesine ek olarak tanısal amaçlı tetkikler olan (OCT, Ultrason, Fundus Anjiografisi vb.) yapılması gerekebilmektedir. Özet olarak retina biriminde muayene beklenenden daha uzun sürebilecek bir muayenedir. Retinanın tam muayenesi için gerekli olabilecek son teknoloji ile donatılmış cihazlar hastanemizde mevcuttur. Retina birimindeki muayene sırasında takip edilen prosedür;
- Görme keskinliğinin değerlendirilmesi
- Biyomikroskopta ön segment muayenesi
- Göz tansiyonu
- Damla uygulanarak göz bebeğinin büyümesi
- Retina muayenesi
Vitrektomi veya Vitreoretinal Cerrahi gerektiren tüm hastalıklar aşağıdaki gibidir;
- Diabetik retinopati, makulopati
- Retina dekolmanı
- Göz travmaları
- Makular hole (görme merkezinde delik)
- Makular dejenerasyon (sarı nokta)
- Retinanın vaskuler hastalıkları; retinal ven-arter tıkanıklıkları
Diabet ve Retina
Öncelikle diyabet teşhisi konulmuş tüm hastaların rutin göz muayenesi olması gereklidir. Uzun süre kan şekerinin yüksek seyretmesi durumunda göz damarları etkilenir. Retinada yeni damar oluşumları meydana gelir ve bu yeni oluşan damarlardan dışarıya sıvı veya kan sızar. Retinadaki damarlarda sızıntı olması sonucunda sıvı retinada göllenir, retinanın şişmesine neden olur. Sızan sıvı ile birlikte yağlı içerik de bulunduğundan bunlar retinada eksuda adı verilen tabakaların oluşmasına ve görmenin azalmasına neden olur. Yeni damarlar oluşmadan önce tanı konulduğu dönemde görmede herhangi bir değişiklik olmayabilir. Ancak bu dönem çok hızlı ilerler ve ileride tehlikeli formlara dönüşerek görmenin aniden azalmasına neden olabilir. Bu durumdaki hastalara Lazer fotokoagülasyon, İntravitreal enjeksiyon, Vitrektomi/ vitreoretinal cerrahi gerekebilmektedir.
Şeker hastalığı, retinanın ince damarlarını etkiler. Damarlarda hasarın meydana gelmesi sonucunda sıvı veya kan sızıntısı meydana gelir. Damar dışına sızan bu sıvı görme merkezinde ödeme neden olur. Göz içine kanama meydana gelmesi sonucunda görme kaybı meydana gelebilir. Retinada bantlar meydana gelir, bu da retinayı çekerek dekolmana, yırtıklara neden olabilir. Görme merkezinde beslenme bozukluğuna bağlı olarak görme kaybı gelişebilir.
- Düzenli kontrollere gidilmesi, görme problemi olmaksızın hastaların izlenmesi tedavideki ilk adımdır. Erken tanı konması, uygun zamanda tedavi yüz güldürücü sonuçların alınmasını sağlar.
- Diyabetin iyi kontrolü, hipertansiyonun düzenlenmesi, kanda yağ oranlarının azaltılması, diyabete bağlı göz problemlerini ciddi olarak kontrol altında tutar.
Göz hastalıklarının teşhisinde devrim niteliğinde, biyolojik doku katmanlarını, mikron düzeyinde yüksek çözünürlükte tomografik kesitler alarak görüntüleyen bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Glokom, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (maküla dejeneransı), diyabetik maküla ödemi, diyabetik retinopati, SSR (santral seröz retinopati), epiretinal membran, maküla deliği gibi birçok hastalığın tanısı ve takibinde çok önemli bir yere sahiptir ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Retina kalınlığını, ödem varlığını, ya da yağ birikintilerini gösteren cihazdır. Özellikle diyabete bağlı makula ödemi olan hastaların OCT ile değerlendirilmesi gereklidir.
Anjiyografi, basit, kısa zamanda uygulanan tanıda yardımcı bir yöntemdir. Doktorunuz, bu test ile gözünüzün kan dolaşımı ve özellikle retina olmak üzere gözün bazı dokularının yapısal değişiklikleri hakkında fikir edinir. Retinanın damarlarını etkileyen hastalıklarda (damar tıkanıklıkları, şeker hastalığı gibi) ve yaşa bağlı makula dejenerasyonunda, retinanın doğuştan gelen yapısal hastalıklarında ve tümörlerde de anjiografi uygulanabilir.
Retina Yırtıkları ve Dekolmanı
Retina dekolmanı, retina tabakasının damar tabakasından ayrılmasıdır. Sağlıklı bir gözde vitreus jeli homojendir, sıkıdır, retinayı destekler ve retinayı alttaki koroid ve sklera gibi gözün dış kat dokularına doğru iter. Vitre jelinin bu viskoz kıvamı, homojen yapısı bazı özel durumlarda bozulabilir.
Çoğunlukla retinadaki yırtık veya deliğe bağlı olarak vitreus sıvısının delikten geçerek retinanın altına dolması sonucu olur. Bazen de diyabetik retinopatide olduğu gibi retina yüzeyinden vitreusa uzanan ve vitreus kanaması yapan anormal damarların retinayı çekmesi-kaldırması ile olabilir. Nadiren retina ve koroidi tutan iltihabi hastalıklar ve damar hastalıkları gibi nedenlerle koroid damarlarından retina altına sıvı sızmasıyla retina ayrılması yani dekolman olabilir.
Gözümüzün önünde siyah nokta veya lekeler ile örümcek ağları, ışık çakması (yanıp sönen ışık parıltısı) retina dekolmanının belirtisi olabilir. Bu durum, acil bir durumdur ve mutlaka bir göz uzmanı tarafından en kısa zamanda göz bebeği büyütülerek retina muayenesi gerekir.
Retina dekolmanı körlüğe kadar ilerleyebilecek bir hastalıktır. Retinanın yapışık olduğu tabakadan yırtılarak ayrılması, hücrelerin ölmesi ile sonuçlanacaktır. Retina dekolmanının makulaya ilerlemesi merkezi görmenin kaybolmasına neden olur. Retina başarılı bir şekilde yerine oturtulsa bile, zaman kaybı olması durumunda kaybolan hücrelerin yerine gelmesi imkansız hale gelir. Böyle bir durumda eski görmenin aynen kazanılması en başarılı operasyonda bile imkansızdır.
Günümüzde gelişmiş cerrahi yöntem ve araçlarla retina dekolmanının tedavisindeki başarı oranı % 90-95 civarıdır. Fakat, retina ayrılması ameliyat sonrası görme artışı veya faydalı görme elde etmek her zaman mümkün olmayabilir.
Muayene sonrası, ameliyatınızı yapacak retina uzmanı gözünüz için hangi cerrahi yöntemin en iyi sonuç vereceğini ve ameliyat sonrası uymanız gereken kuralları anlatacaktır.
Makula Dejenerasyonu ( Sarı Nokta )
Retina, gözün arka kısmını kaplayan sinir tabakasına verilen isimdir. Bu sinir tabakası çok incedir ve görüntünün sağlıklı bir şekilde algılanmasını sağlar. Retina hastalıklarında görmenin etkilenme derecesi hasarın yani hastalığın meydana geldiği yere göre farklılık gösterir. (Sarı Nokta) Gözün görme merkezinin genellikle yaşlılığa bağlı olarak tahribata uğramasıdır.
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu nedir?
Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, 60 yas üzerindekilerde görme kaybının en sık sebeplerinden birisidir. Bu hastalık gözün arka kısmında yer alan sinir tabakasının GÖRME MERKEZİNİ tutan bir hastalığıdır. Görme merkezini de içeren bu bölgede meydana gelen hasar, hayatı olumsuz yönde etkiler.
Bu hastalık en sık:
- Beyazlarda
- İleri yas grubunda
- Sigara kullananlarda
- Hipertansiyonu olanlarda
- Şişmanlarda
- Kan yağları yüksek olanlarda
- Güneş ışığına daha fazla maruz kalanlarda
- Ailesinde bu hastalıktan olanlarda
- Mavi renkli gözü olanlarda
- Kadınlarda daha sık görülür.
Göz İçi Enjeksiyonları
Retina gözün en içerideki tabakası olduğu için göze damlatılan damla retina tabakasına kadar ulaşamaz. O yüzden bazı göz hastalıklarında göz içine iğne yaparak ilacı direkt göz içine enjekte etmek gerekir.
Hangi hastalıklarda göz içi enjeksiyonu yapılır?
- Yaş tip yaşa bağlı maküla(sarı nokta) dejenerasyonu ( sarı nokta hastalığı)
- Diyabetik retinopati
- Bazı retinal damar tıkanıklıklarında
- Santral seröz retinopatide
- Göz ameliyatlarında sonra oluşabilen maküla ödemlerinde
- Üveite bağlı maküla ödemi varsa
- Yüksek miyopiye bağlı maküla ödemi mevcut ise
Göze uygulanan kaç çeşit iğne tedavisi vardır?
1-) Kortizonlu ilaçlar (tiramsinolon asetonid ve ozürdex implant) : daha çok diyabetik retinopati ve retinal damar tıkanıklıklarında kullanılırlar. Ozürdex implantın etkisi 4-5 ay kadar sürebilmektedir. Katarakt ve göz tansiyonuna neden olabildikleri için çık sık kullanılmazlar. 2-) Vasküler endotelyal büyüme faktörleri inhibitörleri (anti VGEF ajanlar): Vasküler endotelyal büyüme faktörleri bazı retina hastalıklarında zayıf, geçirgen damar oluşumlarına sebep olmaktadır ve buna bağlı da retinada özellikle de retinanın maküla bölgesinde ödem oluşmakta ve görme azalmasına yol açmaktadırlar. Bu yüzden son yıllarda vasküler endotelyal büyüme faktörlerini baskılayan ilaçlar retina hastalıklarında çok kullanılmaktadır.Göz içi enjeksiyonları ne sıklıkla ve kaç defa yapılır?
Kullanılan ilaca göre ayda bir ya da iki ayda bir enjeksiyon yapılabilir. Hastalığın seyrine ve şiddetine göre enjeksiyon sayısı değişebilir. Üç enjeksiyon yeterli olabildiği gibi bazen sarı nokta hastalarında çok sayıda enjeksiyon gerekebilmektedir de. Bazen ödemin iyileşmesine bağlı tedavi kesilse de aylar yıllar içinde ödem tekrar oluşursa tekrar enjeksiyon gerekebilir.Göz içi enjeksiyon nasıl yapılır, enjeksiyon sonra izlem nasıldır?
Ameliyathanede steril ortamda yapılmalıdır. Göz ameliyat olacakmış gibi steril bir şekilde hazırlanır, lokal anestezik damla damlatılır, gözün beyaz kısmından korneaya (cam tabaka) yaklaşık 3,5 mm uzaklıktan enjeksiyon yapılır. İşlem sırasında hasta hafif ağrı hissedebilir. Göz içi enjeksiyon sonrası hasta evinde gözünü açabilir, 3 gün sonra gözünü yıkayabilir, 1 hafta antibiyotikli damlasını kullanmalıdır, 1 gün sonra kontrol amaçlı doktoruna gelmelidir.Göz içi enjeksiyonları kimlere yapılmaz?
- Hamilelikte ve emzirme dönemlerinde kullanılmaz.
- Hasta son 6 ayda inme ve kalp krizi geçirmiş ise dikkatli kullanılmalıdır.
- Enjeksiyon günü göz ve çevresinde enfeksiyon varsa işlem ertelenmelidir.